Recep İvedik 2

Okuyucuya Not: Film ile ilgili replikler ve bilgiler içerir, filme gitmeden okumanız önerilmez.

13 Şubat 2009 tarihi itibariyle vizyona girdi beklenen film. Beklediğimiz gibi "çocukken yapıp gülmeye utandığımız espriler" üzerine para harcanmış, belirli bir senaryosu olmayan, oyunculuk ise başrolde dahi diplerde olan bir film izledim. Recep İvedik - I vizyona girdikten sonra Gökbakar ailesi büyük bir hasılat elde etti. Bunu takiben Recep İvedik - II çekilecek denmesi, senaryonun da "bir liste yapıp onun üzerine gidecek" şeklinde açıklanması aklımda "The Bucket List" tarzı bir film uyandırdı.

A.R.O.G ile Recep İvedik'in karşılaştırılmaması kanaatindeyim. Şahan Gökbakar ve Cem Yılmaz sinema sektöründe farklı kulvarlarda yarışan insanlar. Birisi olanları yapıyor, birisi olmayanları. İnsanlar daha film vizyona girmeden A.R.O.G ile bırakın karşılaştırmayı, gişe yarışına bile girdiler. Şahan Gökbakar'ı ilk televizyon skeçlerinden hatırlarım. O zamandan bu zamana pek değişikliğe uğramadığını söylemek mümkün. Bunu kendini hiç bozmadı olarak değerlendirebiliriz. Fakat komedyen olarak biraz gelişim hiç fena olmaz. Skeçlerini takip eden birisi olarak Recep İvedik - I beni pek tatmin etmedi. Çünkü esprilerin kaynağı skeçlerdi. "Dünyanın en hızlı laf sokan adamı" skecinde kullandığı esprilerin tamamına Recep İvedik - I'de rastladım ve bu beni biraz hüsrana uğrattı açıkçası.


Recep İvedik - II'nin siyasi ve toplumsal içerikli mesajları, 13A şeklinde ilk kez rastladığım bir uyarısı dikkatimi ilk çekenler arasında. Onun dışında filme has herhangi bir müziğe rastlamadım. Ninesinin zoraki ettiği küfürler, çocukken "Şu fabrika varya, sana girsin" şeklinde yaptığımız ve iğrenç diye tabir ettiğimiz espriler, Cem Yılmaz'ı sözde beğenmeyen fakat onun bahsettiği ve "şaka" diye nitelendirdiği olaylardan devşirmeler bu filmi sıkılarak izlememe sebep oldu. Onun dışında "Elizabeth, çavuş, şakşuka, çift kale maç, kötülüklerin dışa vurumu" gibi -sokak ağzı- dediğimiz şeylerin filmde bize resmen dayatılması Şahan Gökbakar'ın çok puan kaybetmesine neden oldu kanımca. Yoga sahnesi ile ilk filmdeki sabah aerobiği karşılaştırıldığında hiçbir farkın olmadığı aşikâr.

Kostüm partisinde kendi yaptığı "küçük tansiyon ölçüm" esprisine Şahan'ın kendisinin de gülmesi filmi iyice amatörleştirdi zaten. Her evin olmazsa olmazı PS ve PES oyunu iyi süslenmiş. Golfte'de "Bu sporu bizim atalarımız at üzerinde oynuyordu" diyerek göstermiş olduğu oyunun adı Atlı Cirit'tir. Ama asıl bahsetmek istediği spor Polo sporudur. Burada da bir mantık hatası sezdim.

Recep, listesinin iki sırasını savdı. Evlenme kısmı ise gişenin hasılatına göre üçüncü filmde bizlere yine ilkokul esprileri ile dayatılacaktır.

Sözün özü, sinema eleştirmeni değilim ama 4/10.